13 Şubat 2015 Cuma

Kanije Zaferi - Mehmet Köseoğlu

Kanije kalesi küçüktür ama yer olarak stratejik olarak büyük önem arz eden noktadadır. Osmanlı Ordusu'nun zor durumda kaldığı bir dönemde, Arşidük Ferdinand Kanije'yi almak için binlerce askeri yığar kalenin önüne.

Tiryaki Hasan Paşa sonuna kadar savaşacaktır savaşmasına ama yine de yardım istemek niyetindedir. Fakat yardım istediği Osmanlı Ordusu, Belgrad'ın düşmesiyle büyük bir yara almıştır. İş artık tamamen Paşa'nın ellerindedir.


Tiryaki Hasan Paşa'nın dillere destan Kanije müdafası, çok güzel bir üslupla anlatılmış. Az bir kuvvetle yapılan ve zor durumda olan Osmanlı İmparatorluğu'nun nefes almasını sağlayan bu savaş, en güzel şekilde anlatılmaya çalışılmış.

O yıllarda Osmanlı-Avusturya sınırında çok önemli stratejik bir üs konumunda olan ve Balatin Gölü'nden çıkıp, Drava nehrine karışan Berk suyunun üç taraftan çevrelediği bataklık bir yer üzerinde bulunan Kanije, tahkim edildi. Kale muhafızı yani Dizdar olarak ise Tiryaki Hasan Paşa, 4-5 bin kadar asker ve 100 parça topla burada bırakıldıktan sonra Osmanlı ordusu kışı geçirmek üzere Belgrad'a döndü.

Sadrazam İbrahim Paşa'nın burada ölmesi üzerine yerine Yemişçi Hasan Paşa sadrazamlığa getirildi. Serdar-ı Ekrem unvanıyla derhal ordunun başına geçen Yemişçi Hasan Paşa bölgeye geldiği sırada Macaristan'da bulunan iki düşman ordusu, birincisi "Duc de Mercoeur" kumandasında İstoni-i Belgrad (Stuhlweiszenburg) Kalesi'ni, ikincisi Avusturya Arşidük'ü Ferdinand kumandasında olarak Kanije'yi kuşatmıştı.

İşte bu kuşatma ile beraber Osmanlı tarihinin en parlak savunma savaşlarından biri yaşandı ve "Tiryaki Hasan Paşa" ismi "Kanije" ile birlikte tarihe geçti. Tiryaki Hasan Paşa, bölgede kurduğu istihbarat ağı sayesinde Arşidük Ferdinad'ın Kanije'ye doğru gelmekte olduğunu haber alınca derhal tedbir ittihazına girişti. Erzak stoklayarak, Beylerbeyliği'nde bulunduğu Kanije çevresinden asker topladı.

Bu tedbirler sayesinde emrindeki kuvvetler 9 bini buldu. Alman, İtalyan, İspanyol, Fransız, Macar, Malta ve Papalık askerlerinden mürekkep 60 ila 80 bin civarındaki düşman ordusu ise 40'tan fazla topa sahipti.  İlerleyen yaşına rağmen Tiryaki Hasan Paşa, cesaret ve şecaat sahibi, oldukça akıllı ve kurnaz bir kumandandı. "Harp hiledir" taktiğini iyi kavramış olduğu için düşmanı aldatmakta son derece mahirdi.

Kitabın Künyesi
Adı: Kanije Zaferi
Yazarı: Mehmet Köseoğlu
Türü: Tarihi Roman
Yayınevi: Babıali Kültür Yayıncılık
İlk Basım: 2013
Sayfa Sayısı: 240


Kitabın Tanıtım Yazısı
Harp bir sanattır. Kanije Zaferi, Osmanlı’nın bu sanatı nasıl icra ettiğinin bir numunesi ve İmparatorluğun mücadele tarihindeki küçük bir kesitidir. Askerî literatürde, "Kanije Savunması” olarak meşhur olan bu tarihî hadise, aslında bir "Zaferdir.” Akıllara durgunluk veren bu zaferin her karesine, koca kahraman Tiryâki Hasan Paşa’nın aklî ve kalbî unsurlarının yanında alın teri, gözyaşı ve yaptığı duaların görünmez kuvveleri de vardır.

Kanije Zaferi, bir başka yönüyle, dokuz bin kişilik kuvvetin, yüz bin kişilik büyük bir orduya karşı yaptığı mücadelenin ve gerçek kahramanlığın hikâyesidir. Yaklaşık seksen gün süren muharebenin sonlarına doğru, Kanije’yi savunan Osmanlı askerlerinin sayısı sekiz bin civarına düşmüş, yiyeceği, giyeceği, silahı bitmiş, lojistik desteği kalmamış, buna karşılık mücahidlerin, Allahü teâlâya olan tevekkülleri başlarında bulunan liderlerine olan güvenleri, doruk noktasına ulaşmıştır.

Hulâsa"Kanije Zaferi”nde Osmanlının, keskin kılıçtan daha ince, sarraf terazisinden daha hassas dengeler üzerinde kurulu bir harp sanatını icra edişini ve gerçek kahramanlığın yapı taşlarını bulacaksınız.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder