Menakıbı Çihar Yari Güzin - Seyyid Eyyüp Bin Sıddık

Hatıra niteliğini taşıyan bu kitapta, Dört Halife ve Peygamber Efendimizin ailesi, ayrıca dünyada iken Cennet ile müjdelenenleri anlatıyor. 1325 senesinde Yazılmış olan bu eser adeta bir tarihi eser sayılmakta. Hakikat Yayonları Tarafından günümüzde anlaşılacak şekilde sadeleştirilip 1998 senesinde yeniden basılmış. Akıcı bir üslupla aktarılan hatıralar, adeta bir roman gibi hayallerinizi süsleyecek.

Seyyid Eyyûb bin Sıddık'ın yazmış olduğu Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn, dört büyük halifenin hayatından hatıralarla bahsediyor.

Ayrıca Ehl-i beytin, cennetle müjdelenmiş olan Aşere-i mübeşerrenin ve diğer Eshab-ı kiramın menkıbeleri ve bu ümmetin üstünlükleri anlatılıyor.

Hatırat olarak Seyyid Eyyüp bin Sıddık tarafından kaleme alınan kitap ilk olarak 1325 senesinde basılmış. Bu baskıdan tam altı asır sonra ise Hakikat Yayınları tarafından Türkçe'ye çevirilerek tekrar basılmıştır.

On iki bölümden oluşan kitap Peygamber Efendimizin kendisinden sonra sırayla halifelik yaptığı Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali'nin hayatını hatıralarla ve menkıbelerle anlatıyor.

Ayrıca Peygamber Efendimizin kıymetli Ehl-i beytinin hatıralarına da yer verilen kitap, güzel bir üslupla yazılmış ve kolaylıkla okuyabileceksiniz.

Ayrıca Aşere-i mübeşşere yani dünyada iken Peygamber Efendimiz tarafından Cennet ile müjdelenen sahebelerin de hatıraları yer almaktadır.

Birinci Bölüm: Birinci halîfe emîr-ül mü’minîn Ebû Bekr-i Sıddîkın “radıyallahü teâlâ anh” hatıraları hakkındadır.

İkinci Bölüm: İkinci halîfe emîr-ül mü’minîn Ömer-ül Fârûkun “radıyallahü teâlâ anh” menâkıbı
hakkındadır.

Üçüncü Bölüm: Ebû Bekr-i Sıddîk ve Ömer-ül Fârûkun “radıyallahü teâlâ anhümâ” menâkıbı.

Dördüncü Bölüm: Üçüncü halîfe emîr-ül mü’minîn Osmân-ı Zinnûreyn “radıyallahü teâlâ anh” menâkıbı hakkındadır.

Beşinci Bölüm: Ebû Bekr, Ömer ve Osmân “radıyallahü anhüm” menâkıbı.

Altıncı Bölüm: Dördüncü halîfe emîr-ül mü’minîn Esedillahi Gâlib Alî ibni Ebî Tâlib “radıyallahü teâlâ anh” menâkıbı hakkındadır.

Yedinci Bölüm: Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alî “radıyallahü teâlâ anhüm” menâkıbı.

Sekizinci Bölüm: Ebû Bekr-i Sıddîk ile Alî bin Ebî Tâlibin “radıyallahü anhümâ” münâzarası

Dokuzuncu Bölüm: Âşere-i Mübeşşerenin menâkıbı.

Onuncu Bölüm: Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Ehl-i Beytinin menâkıbı.

Onbirinci Bölüm: Eshâb-ı kirâmın “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” menâkıbı.

Onikinci Bölüm: Bu ümmetin üstünlükleri anlatılmaktadır.

Kitabın Künyesi
Adı: Menakıbı Çihar Yari Güzin
Yazarı: Seyyid Eyyûb bin Sıddık
Türü: Hatırat
Yayınevi: Hakikat Kitabevi
İlk Basım: 1325
Son Basım: 2012
Sayfa Sayısı: 592
E-Kitap Linki: Kitabın bilgisayarınıza indirmek için tıklayın...

Kitabın Tanıtım Yazısı
Bütün hamd ve senâlar, sağlam dînin esâsının dört duvârını, Seyyidil mürselînin dört halîfesi ile sağlam ve kuvvetli kılan Allahü teâlâya mahsûsdur. Bu dört halîfenin her biri, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” teblîg etdiği dînin birer rüknüdür.

Ömrü Onların sevgisi ile geçirmemek uygun değildir. Onların sevgisi olmadan, kurtuluş mümkin değildir. İslâm dîninde gayretli ve sünnet-i seniyyeye bağlı olan yakîn sâhibi din kardeşlerimiz açıkca bilirler ki, bu zemânda yazılacak ve öğrenilecek en mühim şey, Hulefâ-i râşidînin, ya’nî Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın dört büyük halîfesinin güzel menkıbelerinin beyânıdır. O hidâyet imâmlarının üstün makâmlarını açıklamakdır “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în”.

Böylece, dostların kalblerine safâ, gözlerine sürme ve cilâ olup, düşmânların kalblerine cefâ ve kötü gözlere belâ dikeni olur. Allahü teâlânın lütfu, sevdiklerine gölgelik ve yardım olsun. Onun lütf gölgesinde mihnet görmesinler. Düşmanların başından kılınç, boyunlarından ip eksik olmasın.

Bu abd-i âsî, istedi ki, O din serâyının mi’mârı, yakîn meydânının en büyüklerinin fazîletlerinden bir damla ile, susuz âşıkları suya kandırsın, güneş gibi kemâllerinden sâdıkların gönüllerini aydınlatsın. Allahü teâlâdan yardım dileyerek ve Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah ve lâ ma’bûde illâ iyyâhu [ondan başkasına ibâdet etmeyiz] diyerek başlıyoruz.